Ders Çalışma Alışkanlığı
Ders Çalışma Alışkanlığı
Ebeveynlerin en sık şikayet ettiği problemlerden birisi çocuklarının ders çalışma sorunudur. Aslında sadece ebeveynlerin değil, çocukların tüm eğitim hayatları boyunca yaşadıkları bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ebeveynin zamanında yaşadığı ders çalışma alışkanlığıyla ilgili problemler, bugün belki de çocuklarının daha fazla ders çalışmasını istemeleriyle ilgilidir. O nedenle buna gerçekçi bir çözüm üretmenin yolu, öncelikle sorunun ne olduğunu en gerçek şekliyle tespit etmekten geçiyor.
Seneler önce ders çalışma ile ilgili çocuğuyla problem yaşayan bir ebeveyn, çocuğunun öğretmeniyle konuşmak için okula gider. Çocuğu henüz 3’üncü sınıfa gidiyordu.Anne, çocuğun ders çalışmamasından şikayetçiydi. Konuyu özetlemek gerekirse, çocuğunun hiç ders çalışmadığını ve hiçbir türlü ders çalışma alışkanlığı kazandıramadığı problemiydi.Bu konuda ne yapabiliriz diye öğretmenlerine geldiler. Ebeveyn öğretmeninden bu konuda yardımcı olmasını istediler.
Bu olay sonrasında öğretmen çocukla ilgilenmeye başladı, yaklaşık iki haftalık bu süreçte çocuk günde 1 saatten fazla çalışmaya başladığı gözlemlendi. Sonrasında ebeveyn ile görüşmek isteyen öğretmen nasıl gittiğini ve değişikliğini sorar. Ebeveyn, ‘’ evet çocuğum ders çalışıyor fakat şimdi de pek istekli çalıştığını görmüyorum. İstekli çalışsa da sanki yeteri kadar çalışmıyor. Bir saat çalışmaktan nasıl yarar gelir? Diye sordu ve sonrasında daha da öğretmeni sıkıştırmaya çalışma düzenini oturtmak için başka neler yapabileceklerini sordu.
Zamanla ders çalışma motivasyonu olmayan bu öğrenci, çalışmalarını daha düzenli hale getiren ve notlarında yükselişin olduğu bir döneme girdi. Fakat yine de ebeveyn sürekli öğretmen ile iletişim halindeydi ve şikayetleri eksilmiyordu.
Öyle anlaşılıyor ki, ebeveynlerin gerçekten çocuklardan beklentilerinin sonu yok. Ödevlendirme ve ders çalışmanın gerekliliğinin ayrı bir tartışma konusu olmasıyla beraber, eğitim sistemimiz geçmişten bugüne öğrencilerden çok fazla beklenti içerisinde. Hal böyle olunca öğrencilerin de oldukça çalışmaları ve pratik yapmaya zaman ayırmaları gerekiyor.
Ders çalışmak beynin sevmediği bir şeydir.
Ders çalışma ile ilgili en kritik sorunlardan biri budur. Çoğu öğrenci ve ebeveyn için sorun olduğuna göre, ders çalışma ile ilgili farklı bir bakış açısına ihtiyacımız var. Çünkü beyin ders çalışmayı sevmez. Siz ona sevdirmelisiniz.
Öncelikle, ders çalışmak son derece sıkıcı ve tercih edilmeyen bir faaliyettir. Her ne kadar öğrenme eyleminin keyifli anları olsa da çalışmak ve buna zorunda olmak sıkıcıdır. Öğrenme, özü itibariyle içten gelen bir yönelim iken, ders çalışmak dıştan gelen bir taleptir. Dolayısıyla, yetişkinlerin sürekli çocuklara sürekli neyi nasıl yapmaları gerektiğini söylemesi onlar için pek de heyecan verici bir şey değildir. Ebeveynler doğru buluyor ya da eğitimciler onaylıyor diyor her çocuk motive olmaz. Hatta beyinlerimiz bile onaylasa, motive olmayabilirler ve çalışmak istemeyebilirsiniz. Çünkü beyin özünde akıl ve düşünme odaklı olmaktan çok, dürtü ve haz odaklıdır. Bu nedenle doğrularımızdan çok, hata olduğunu bilsek de arzularımızın peşinden gideriz. Çocukların beyni de bundan bağımsız değildir. Dolayısıyla, birçok çocuk ders çalışmanın gerekli olduğunu düşünse de bunun gereğini yapmayabilir.
Peki çocuklara ders çalışma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir?
Ders çalışma alışkanlığı, erken yaşlarda kazandırılması gereken bir yeterliliktir. Çalışma alışkanlığının kazandırılmasında eğitimciler ve ebeveynlere önemli sorumluluklar düşer. Çocuğunuzun ders çalışma alışkanlığı hala yoksa, birkaç adım yardımcı olabilirsiniz.
Başarı duygusu tattırılmalı
Mel Levine ‘Her Çocuk Başarabilir’’ adlı kitabında, ders çalışma alışkanlığı ile ilgili ‘’ dış motivasyonu azaltır iç motivasyonu artırmanın tek yolu başarı duygusunu tattırmaktır der. Ders çalışmakta zorlanan çocuklarının, başarılı olduğuna ve başarılı olacağına dair inancı mutlaka korunmalıdır.En tehlikeli şeylerden biri, çocuğun başaracağına dair umudunun kaybolması. Bu nedenle, bu çocuklara ödev verilirken, başaramadığı konularda ısrar etmek yerine, başarabildiği konularla başlamak en doğru yoldur.
Minimum saat uygulaması yapılmalı
Bir çocuk günün her saatinde tabiki de ders çalışma yükünü taşıyamaz ayrıca sadece çocuklar değil yetişkinler için de geçerlidir. Bu durumlarda beynimizin algılama seviyesi düşer ve çalışmayı kesmek ister. Çalışma alışkanlığı açısında bu tür kesintilerin çok fazla olmaması gerekir. Sürekliliği korumak adına minumum saat uygulaması işe yarayabilir.Bu uygulama için çocukla konuşma yapılması ve uygulamanın anlatılması gerekir. Uygulamanın ana fikri, içimizden hiç çalışmak geçmediği günlerde, minimum bir süre ve ya da miktar belirleyerek, o süre ya da miktar kadar çalışma masasına oturmak olarak tanımlanabilir.
Alışkanlığın kazandırılması aşamasında ödüllendirme
Ödül konusu sürekli tartışılan bir konu olmakla birlikte yeni bir davranışın kazandırılması konusunda en etkili yöntemlerden biridir.Çalışma alışkanlığının başlangıç aşamasında makul ödüllendirmeler yapılarak çocuk teşvik edilebilir. Beynimizdeki nucleus accumbens denilen bölge ödül beklentisi içindedir. Bu beklenti içine girdiğimizde çalışma davranışımız da artar. Burada önemli olan nokta, alışkanlık kazanıldıkça ödülün de ortadan kaldırılması. Ödül, sadece bir araç ve amaçla aracın yer değiştirmesi elbette istenen bir şey deği. Ödül bağımlısı yapmadan, gerektiği kadar ödüle başvurmak doğru olur.
Yazımızı faydalı bulduysanız, ”Evde Verimli Çalışmak” adlı diğer yazımıza da göz atabilirsiniz.
