Yukarıya Çık

Mart 26, 2021

Gözlem Raporu: Okulların Kapalı Olmasının Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Gözlem Raporu:Okulların Kapalı Olması Çocuklar Üzerindeki Etkileri

  • Okulları kapalı olması, çocuklarda fiziksel enerji birikimi ve buna bağlı olarak sürekli oyun oynama isteği,
  • Oyunları oynarken aşırı susuz kalmış bir insanın su içmesi gibi oyuna kendilerini fazlasıyla kaptırma ve oyun içerisinde yaşanan bir kural ihlali karşısında tahammülsüzlük, şiddete başvurma.
  • Sosyal hayatlarında yaşanan kısıtlamalardan dolayı okulu öncelikle ve tek sosyalleşme alanı olarak görme.
  • Arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirme ihtiyacı. Okul sonrasında eve gittiklerinde de Zoom üzerinden sosyalleşme isteği.
  • Sınav iptalleri ve program değişiklikleri nedeniyle hedefe odaklanmada zorluk.
  • Derslerde dikkat sürelerinde azalış.
  • Online derslerin göz, kulak, ve duruş bozuklukları ile ilgili sorunlara sebebiyet vermesi.
  • Hareketsizliğe bağlı olarak kilo artışı ve obezite sorunu. Özellikle kız çocuklarında gelişim probremlerinin yaşanması
  • Erken ergenlik sorunlarında yaşanan artış.
  • Akranları ile aralarında yaşanan krizler karşısındaki dayanıklılıklarında azalma.
  • Sosyal ve psikolojik dayanıklılıklarında azalış.
  • Çocukların ev ortamındaki bireysel rahatlığın benzerini okulda görmek istemesi,
  • Evde tablet kullanım sürelerinde artış, sosyal medya içeriklerinin kullanım yaşının anasınıfına kadar düşmesi, 1.sınıflarda yoğun artış.
  • Telefon kullanım yaşının düşmesi.
  • Ailelerin çocuklarına karşı sınır koyma, esnek olma, sabır gösterme, etkili vakit geçirme gibi durumlarda artık yetersiz kalması.
  • Pandemi süreci konulu yayın ve bilgilendirme bıkkınlığının aileler üzerinde artık duyarsızlaşmaya sebebiyet vermesi.
  • Ailelerin “benim çocuğum” anlayışıyla hareket ederek çocuklar arası yaşanan sorunlar karşısında diğer çocuklar ve ailelerine pandemi öncesine göre daha tepkisel yaklaşması.
  • Tüm bunlar ışığında ailelerin öğretmenden çocuklarına karşı hem anne-baba, hem arkadaş, hem öğretmen olmasını beklemesi. Bunu beklerken öğretmenlerin çocuklarına karşı narin bir kelebek gibi davranılmasını istemesi. Ancak öğretmenden beklentinin tersine evde çocuklarına patron anne patron baba gibi davranılması. 
  • Sorunlara mantıklı çözümlerle yaklaşmak yerine sorunu kökünden çözmek isteyen ailelerin çocuklara aile/okul ikilemi yaşatması. (okul/sınıf/öğretmen değişikliği, diğer çocukların okuldan atılması gibi.) Çocukların ise bu durum karşısında kaygıyı azaltmak için okul ve aileden bağımsız gizli rahatlama olanakları araması.

Sonuç:

Ama’ları bir tarafa koyup hastaneler açık olduğu müddetçe okullarda açık olmalı. Nasıl olmalı sorusunun cevabını hepimiz çok iyi biliyoruz. 

Yukarıda özet olarak yazdığım tespitleri yok edecek aşı ne yazık ki yok. Aşı okul ve ailede. Okuldan bağımsız bir çözümün gelecekte yol açacaklarının bizden bağımsız olacağını düşünmek fazla iyimserlik olur. Aşıyla fiziksel olarak, moralle psikolojik olarak güçlendirilmiş bir öğretmenin toplumsal önemi şu an entübe hastayla ilgilenen sağlık çalışanından az değil. Okulların kapalı olması çocuklar üzerinde bu kadar etkisi olacağını beklemiyordum. Meğerse çocuklarımızın oksijen kaynağı okullarıymış.

 

 

Yazımızı faydalı bulduysanız ”Çocuk Gelişim Evreleri” adlı diğer yazımıza da göz atabilirsiniz.

 

 

Önceki Yazı

Çocuk Gelişim Evreleri

Sonraki Yazı

Uzaktan Eğitim Sayesinde Öğrenilecek Çözümler

post-bars